A.Kemal GÜL,
Anadolu toprakları tarihi boyunca medeniyetlere beşik olmuştur. Sevginin, insanlığın, hoşgörünün zirve yaptığı bu topraklarda kendi kültür kodlarımız ise; Nebi aşığı Ahmet Yesevi’nin önderliğinde Horasan Erenleri, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram Veli, Taptuk Emre, Sarı Saltuk, Somuncu Baba gibi sevgiyi bayraklaştıran, Anadolu’yu İslamlaştıran kültür elçileri ve düşünce üreten manevi önderler olarak insanlığa hep ışık olmuşlardır. Asırlarca savaşlara rağmen terörizm mevcut olmamıştır.
Aslında Türk Milleti bütün unsurlarıyla bir bütündür; manzum bir kültür bahçesidir. Bu kültür bahçemizde vatan sevgisi vardır. İman vardır. Ana sütü gibi saf ve temiz Türkçe’miz vardır. Tarihimiz vardır, örf ve adetlerimiz vardır, temiz ahlakımız vardır, büyüklere saygı-küçüklere sevgi, insana saygı, yardımseverliğimiz, dürüstlüğümüz vardır. Bir tek kültür kelimesi değildir itelenen. Milli kültür, geçmişten geleceğe yol alan milletimizin rehberidir, ışığıdır, gücüne güç katan cevheridir.
Bin yıllık ana vatanımız Anadolu’yu bir kültür bahçesi olarak adetmiş ozanımız, bu milli kültür cevherini manzum mısralarıyla tasvir ederek gönlülere nakşedercesine bizi bize anlatan zengin ruh coşkusuyla Türk’ün son kalesi bu toprağın sesi oluyor:
BEN ANADOLUYUM
Bir yanımdan şafak sökerken bir baştan bir başa
Her gün selam veriyor güneş kurda kuşa.
Dört mevsim bir yaşarım, yok cihanda böyle eş,
Akşamsefasından ufuklardan batıyor güneş.
İşte ben Anadolu’yum, yiğidim çatıktır kaşım,
Bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım.
Yedi oğlum var biri Aras’tır, bir ucunda serhat,
Bir kızım var Dicle’dir, bir oğlum var Fırat,
İki ikizim var; Seyhan, Ceyhan kıskançlık verirler yâda,
Her nesneye can verilir, yeşil Çukurova’da.
Bir oğlum var, uzun boyludur rengi kızıl ya,
Bir kızım vardır, kaşları hilaldir adı Sakarya.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum.
Ben Türküm, Kürdüm, Zaza’yım, Laz’ım, Çerkez’im, Dadaş’ım
Dedik ya bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım
Ben Karadeniz’de Lazım Hazar denizinde Abaz’ım
Bir elimde kemençe bir elimde sazım.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum.
Ağrı Dağında güvercinim. Bitlis’te Ahlât, Van’da Gevaşım
Ben Bingöl dağların da çobanım, Muş ile kardaşım.
Hakkâri’de Ahmed-i Hani Fekiye Teyran’a kuşum
Ben Cizre yollarında Mem-u Zin ile yoldaşım
Batman da petrol, Diyarbakır ovasında pamuk,
Melikahmet dükkânın da kumaşım.
Siirt’te Koçero Mardin’de Süryani Antep’te Şahin,
Urfa’da Halil-ul Rahman sofrasında aşım.
Ben Erzincan’da Terzi Baba Elazığ’da Gagoşum.
Ben Munzur’da alevi, Sivas’ta kızılbaşım.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum
Ben Hatay’ da Arabım Habib-i Neccar’a yandaşım
Ben Malatya, Adıyaman, ben Maraş’ım,
Ben Kayseri, Kırşehir, Kırıkkale, eğilmez başım.
Ben Yozgat, Tokat, Ankara vatan duvarında taşım.
Adana, Antalya, İzmir, Bursa’dan hoşum
Sakarya, İzmit, İstanbul aşkıylan sarhoşum
Egede efe Trakya’da Roman Marmara’da Mamoşum
Ben Yurtta sulh Cihanda barışım
Ben Kuranı Kerim in ışığında çağdaşım
Ben Anadolu erenleri Mevlana, Yunus, Hacı Bektaşım
Ey sevgili! Kendine gel, sen bensin ben sizim.
Çanakkale’de yatan binlerce kefensizim.
Beni benden ayırmak ne mümkün,
Aynı bedenim, aynı kemiğim, aynı tırnağım, aynı dişim.
Ben anayım, ben babayım, ben dayı, yeğenim, ben eşim.
Ya Rabbi sana arzu-yu niyazım var ayırma beni haktan.
Ya rab koru beni düşmanlardan dış mihraklardan.
Otuz beş yıldır ne baharım var ne yazım, mevsimde kışım.
Ben üzgünüm, ben kırgınım, ben ağlayan gözlerde yaşım.
Ben GÜRHAN’IM, garip ozanım, bu topraklarda vatandaşım.
A.Kemal GÜL
( 29 Aralık 2022 )