Konuları incelemeden, bilgi sahibi olmadan yeni ve önemli bir şey keşfetmiş gibi Türk-İslam sentezi üzerine abanıp kalem oynatanlar çoktur. Aydınlar Ocağı gibi etkili bir kuruluşu sözde yıpratmayı amaçlayan, ciddi gözüken ama aslında ciddiyetten uzak sözde aydınlar gördük. Bir ara Bodrum’da yapılan ve bizimle ilgisi olmayan bir aydınlar toplantısını bize mal eden kalın kitaplarıyla tanınmış
Şub 23
Cumhuriyeti 1921 Anayasası Ruhuyla Taçlandırmanın Şifreleri
Anayasa, bir devletin yönetim biçimini ve egemenlik haklarının kullanım yetkisinin kimde olduğunu belirleyen en geniş toplumsal sözleşmedir. Toplumumuzun, 1876 yılındaki Kanun-i Esasi ile başlayan 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları ile devam eden 145 yıllık bir Anayasa serüveni vardır. Son günlerde Cumhurbaşkanı, hukuk reformu ile yeni bir Anayasa’nın yapılmasından bahsetti, yeni anayasa konusunda da Adalet Bakanı
Mar 02
Akıllı Çocuklarımızı Amerikaya Kim Pazarlıyor
Dün basında “Milli yüzücüler ABD’ye kulaç açtı” “36 Milli yüzücü gitti” gibi başlıkları okuyunca bir spor adamı ve bilim insanı olarak irkildim. Sonra geçen yılda basına yansıyan başka bir haber aklıma geldi. O haberde de bir yıl içinde 160 bin öğrencinin eğitim için ABD ve Avrupa üniversitelerine gittiğini yazıyordu. Bunlar bizim geleceğimiz olan akıllı çocuklarımız. Bunlar bilimsel açıdan kromozomlarında on bin yılların
Mar 02
Doğum Oranlarında Keskin Düşüş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en doğru iki politikasını söyle derseniz cevabım: “kamusal alanda sigara içme yasağı” ve “üç çocuk tavsiyesi” olur.
İçme alanları azaltıldı diye sigara tüketimi azaldı mı tam bilemiyorum. Ama rakamlar “üç çocuk tavsiyesinin” etkili olmadığını gösteriyor.
Yıllık nüfus artış hızımız, 2019’da binde 13,9 iken 2020’de binde 5,5’e geriledi.
Bir kadının doğurgan olduğu
Mar 02
Ne Mutlu Türküm Diyene
Başlıktaki söz, binlerce yıllık tarihin içinden süzülerek gelen ve bu uzun tarihi çok iyi bilen bir Dünya Lideri’nin sözüdür.
Bu sözü, yalın bir halden çıkarıp, Tarih Felsefesi yaparak, yani, sorarak, sorgulayarak, düşünerek ve derinlere inerek değerlendirmek gerektir. İşte o zaman, neden yasaklanmak istendiği de çok iyi anlaşılmış olur. Hatta, bu söz ile birlikte, Andımızın da neden yasaklandığını anlamak mümkün olur.
Anayasamızdan,
Şub 23
Sınırlar Ülkesinde Türk Devleti
Türkiye hem “Kenar Kuşak Teorisi” hem de “Kara Hakimiyet Teorisi’ne” göre çok önemli bir bölgede bulunmaktadır. Ne yazık ki terör, çatışmalar, sorunlar ve istikrarsızlıklar içeren bir coğrafyada yaşamaktayız.
Türkiye’nin Suriye, Irak ve İran sınırı, güvenli sınırları değildir. Tehditler büyük ölçüde Türkiye’nin kara sınırlarından kaynaklanmaktadır. Türkiye, tam bir “Sınırlar Ülkesi”dir. Kısaca sorunlarının ve tehdidin
Şub 01
Milliyetçilik Üzerine
Milliyetçilik, sadece bir ideoloji değil, bir yaşayış ve duruş tarzıdır. Maddi ve manevi açılardan milletlerin kendi ülkelerinin menfaat ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışıdır. Başka bir ifade ile; kendi milletini ve kültürünü yaşatmak ve onları yüceltmek için yapılan çabalar, benimsenen ilkeler, milletin devletine sadakat duyguları içinde bağlanması, güçlü bir gelişme içinde zorlukları bertaraf ederek
Şub 01
Yeni Yıla Girerken “2021”
2020 hüzünlü yıl geride kaldı. Aslında değişen sadece takvim yaprakları. İnsan toplulukları ise yaşama biçimlerine bağlı olarak (COVID-19) Koronavirüsle zor bir imtihan vermekte. Salgın küresel ve ulusal ekonomileri, sosyal ve kültürel değerleri tehdit ve tahrip etmekte.
2020 yılı Koronavirüs salgınının verdiği sıkıntılar başta olmak üzere; depremler, ölümler, sınırlarımızda süregelen sıcak çatışmalar, şehitlerimizin acıları, Ege
Şub 01
Deizim
Gençler arasında, bir kısım aydın kesimde, İmam-Hatip Liselerinde okuyan Öğrencilerin aralarında ‘’DEİZİM’’ konusunu tartışlıklarını duyuyoruz, öğreniyoruz.
Elimizdeki bilgilere göre;
Türkler; Baykal Gölü çevresinden bugünkü Volga Irmağı hattına kadar uzanan coğrafyada ortaya çıktılar.
Zaman içinde Hindistan’dan Macaristan’a kadar uzanan alanda etkili oldular. Ve birçok dine girip çıktılar.
Bugün çok büyük bir kısmı Müslüman
Oca 11
Kadın Cinayetleri Sarmalında Bir Değerlendirme
Her ne kadar kamuoyunda “Kadın Cinayeti” tabiri kullanılsa da meselenin temelinde insanın en başta gelen aslî hakkı olan yaşam hakkının onun elinden alınmasıdır.
Öldürülenin kadın veya erkek ayrımı yapılması ilk bakışta pek fazla bir fark taşımaz. Asıl olan insanın yaşam hakkına yönelik ihlalin yapılmasıdır.
Ancak günümüzde bu konuda toplumlarda haklı olarak yer bulmuş bir ayrıcalık vardır. O da öldürülen