
Türk Dünyası’nın önde gelen liderlerinden KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nde düzenlenen toplantıda saygı ve rahmetle anıldılar. Toplantıyı dernek başkanı sayın Zehra hanım bir konuşmayla açtı. Aydınlar Ocağı’ndan birçok arkadaşımız toplantıda bulundu.
Rahmetli Denktaş Kıbrıs milli davamızı en iyi şekilde savunan ve kabul ettiren bir değerdi. Birçok defa ölümle burun buruna gelmiş, ikna gücü kuvvetli bir dava adamı ve güçlü bir hukukçuydu. Müzakerelerde iki üç kişi onunla başa çıkamazdı. Tesadüfen lider olmuş; onun bunun paraşütü ile siyaset meydanına indirilenlerden biri değildi.
13 Ocak 2012 tarihinde kaybettiğimiz Cumhurbaşkanı’mızın kalitesinde adaylara keşke Türkiye’de de sahip olabilseydik. Bizde Türklüğü içine sindiremeyen adaylar var. Denktaş’ın iki bayrağı vardı. Birisi damarlarındaki kanın rengi olan al bayrak; diğeri ise alnındaki akı ifade eden KKTC bayrağı. Bazıları büyük yanlışlar yapmış olmalarına rağmen aldırmaz canından çok sevdiği ana vatanına toz kondurmazdı. Bazı basit ve basiretsiz kişilerin “sen git ülkende siyaset yap” diyenlerine bile rastlanmıştır. Türklük ve Türkiye düşmanı içimizdeki bazı sapıklara aldırış bile etmemiştir. Denktaş’ı tenkit edenler isteseler de istemeseler de Denktaşlaşmışlardır. Hayali bir AB yolunda tam üyelik verileceğini zanneden, aldatılmış ve kullanılmış bazı Türkiye’liler Kıbrıs’a ödün verilmesi gereken kurbanlık koyun gibi bakmışlardır. Bu çapsız cahiller 2023’te acaba hangi noktaya geldiler? Terör sevicisi ABD ve güdümündekilerin gerçek yüzü ve düşmanca tutumları kör gözlerce de görüldü. Bir ara Kıbrıs’a gönderilen sözde barış meleği “yes be anneci” milletvekilleri Annan planına Türkleri evet dedirtmek için çırpınan zavallılardı. Eğer kabul edilseydi KKTC’nin işi bitmişti. Neyse ki Rum kesimi hayır dedi. Onlar Türklerin ya adayı terk etmesini ya da ikinci sınıf bir varlık, horlanan bir azınlık olarak itilip kakılmalarını hep istemişlerdir. Bunlar o kadar ırkçıdırlar ki, portakalı bile sözde milliyetine göre ayırırlar. Rum tarafına göre en iyi Türk ölü Türk’tü. Onlara insan hakları, yaşama hakkı verilemezdi. Biraz fazla hayallere kapıldık; gülünç durumlara düştük. Rum’un barışının sahte olduğunu sürekli geç anladık. Kıbrıs’ta tek devlet fikrini Türksüz Kıbrıs oyununu nihayet gördük. Uzun bir tarihi süreçte milli davamızı kabullenemeyenleri, Türkiye’yi işgalci görenleri, Kuzey ve Güney’in er geç birleşeceğini, milli çıkarlara ve milliyetçiliğe gerek olmadığını söyleyen liboşları ve aşırı sol sapıkları da gördük. Şimdi bunların çoğu dönek oluverdi. Sol ve sağ liboşların bir kısmı da Kerin Fogg başkanlığındaki Kumkapı içki sofralarında sarhoş edildiler ve sürekli rüya gördüler. Bir kısmı da FETÖ’nün solcuları arasında yer aldı. Bunlara göre KKTC AB üyeliğimiz önünde engeldi. Aslında bunlar Türkiye’nin önündeki asıl engellerdi.
Toplantıda rahmetli Denktaş’ın torunu Av. Pınar Denktaş da anlamlı ve duygu dolu bir konuşma yaptı. Sayın Atilla Çilingir de 2023 yılında KKTC’nin tanınması yolunda herkese görev düşüyor dedi. Kıbrıs meselesinde önemli hizmetler yapan Prof.Dr. Erol Manisalı’nın sayın eşleri ilgi çekici hatıralardan bahsetti.
Rahmetli Denktaş ricamızı kırmayarak 2004 yılında Aydınlar Ocaklarının Trabzon’da yapılan 25. Şurasına lütfedip katılmış ve şeref vermişti.
Netice olarak bilinmelidir ki, insanlık tarihi bazıları kabul etse de, etmese de milli menfaat çatışmalarının tarihidir. Bu gerçeği reddedenler menfaatlerini ısrarla koruyan devletlerin er geç tuzağına düşerler.







