Av. Mustafa ÖZKURT
Murat edilen bir şeyin doğru anlaşılması için, o şeyi ifade eden kavramın (kelimenin asli manası) dildeki ortak manasının bilinmesinde yarar vardır. Aksi halde ne söyleyen ve nede anlayan söylenenden murat edileni anlayamaz.
Bundan hareketle demografik kavramının geldiği yere baktığımızda bu kavram eski Yunancadan gelen “nüfus bilimidir.” Bu nedenle demografi bilim dalları arasında yer almıştır. Her bilim dalında olduğu gibi nüfus bilimi de inceleme yaparken kendine has kural ve yöntemleri geliştirilmiş ve sebep sonuç ilişkisine bağlı kalmıştır. Dünya‘da ve bir ülkede veya coğrafi bölgede belli bir zamandaki nüfusun yapısını, doğumları, ölümleri, göçleri, kadın ve erkek, çocuk bireylerin etnik kökenlerini, alışkanlıklarını, eğitim ve kültür seviyelerini, sosyal ve kültürel davranışlarını, siyaset dâhil vesaire, bunları belli metotlarla inceleyen bilim dalına nüfus bilimi diye tanımlayabiliriz.
Siyaseten “Türklerde Anadolu’ya dışarıdan göçmen olarak gelmiştir.” Talihsiz bir ifadedir.Talihsiz olduğu kadar sosyal ve tarihi açıdan da yerinde değildir.
Tarihin bir kesiti olan 1071 Malazgirt Savaşından başlarsak Türkler Anadolu’ya savaşarak ve aldıkları yerleri yurt yaparak, kendilerine “vatan” edindiler. Muhacir, Ensar, Sığınmacı, Göç kavramları insana bir şeyler çağrıştırsa da temelde sap ve saman kadar bir birine benzer kelimelerdir.
Bir kere inancımız açısından ‘Muhacir ve Ensar’ dendiğinde Mekke’den, Medine’ye ilk Müslümanların, müşriklerden gördükleri eziyet nedeniyle sığınmasıdır. Bu göçen Müslümanlara kucak açan ve onlara yardım ederler Ulu Kitabımızda övülmüşlerdir. Bir dini söylem olan buradaki Ensar kavramı siyasi bir terim olmayıp, kendine has bir kavramdır. Bu kavram ve daraltılmaya ve nede genişletilmeye müsait değildir. Birilerinin keyfine göre kavramlar değiştirilemez. Uluslararası hukukta göç meselesi bir takım kurallara başlanmıştır. Düzenli, düzensiz göç ve sığınmacı tabirleri bu düzenlemelerde yer almaz.
Dünyanın hakimi olarak kendisini gören ABD, Büyük Ortadoğu Projesiyle İslam Coğrafyasına kendi politikasına göre bir düzen vermeye çalışmaktadır. Bununla 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini ve yeni devletlerin kurulacağını planlamıştır. İslam coğrafyasında bu projeye destek olan politikacılar vardır. Bu projeyle ülkesi parçalanacak devletlerarasında Türkiye de vardır. ABD’nin bu melun politikası değirmenine su taşımak bir tarihi vebaldir.Türk ve İslam Coğrafyasındaki politikacılar günü yaşayan davranışlara girmeyip, gerçek siyasetçi gibi geleceği planlamaları gerekir. En azından bu basireti göstermelidirler. Günümüz insanı için tarihteki büyük ‘Gazneliler Devleti’nin yıkılış nedenini incelemelerinde yarar vardır.
Selam ve saygılar. 13.05.2022
Av. Mustafa ÖZKURT