13 Ekim 2024

43. ŞURA SONUÇ BİLDİRİSİ 

Aydınlar Ocakları 43. Şurası 20-22 Mayıs 2016 tarihleri arasında Kartal-Maltepe Aydınlar Ocağımızın ev sahipliğinde 26 Ocağımızın katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.

43. Şuramız; Kurtuluş Savaş’ımızın öncüsü olan Çanakkale Zaferi’nin 101; Kut’ülAmâre’nin 100. yıldönümünlerinde, Berat Kandili’ni idrak ettiğimiz, 3 Mayıs Türkçüler Bayramı’nı kutladığımız, tarihimizin dönüm noktalarından biri olan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk Milleti’nin millî bağımsızlık bayrağını Samsun’da açtığı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 97. yıldönümünü idrak ettiğimiz bir dönemde yapılmıştır. 

Ayrıca 43. Şura: 

– Güneydoğu’da silahlı kalkışmanın sürdüğü; 

– Halkımıza yabancılaşan bölücü ve ırkçı terör örgütünün kan döktüğü; 

– Camileri, tarihi eserleri ve vatandaşın evlerini tahrip ettiği; 

– Açılım ve çözüm süreci adı altında yanlış politika ve ihmallerle iç savaşa hazırlandığı; 

– Kilis’in sık sık İŞİD tarafından roket saldırılarına uğradığı; 

– İç ihanet odaklarının tertip, sabotaj ve saldırılarının sürdüğü bir döneme isabet etmiştir. 

Devletimizin, dün olduğu gibi bugünde, hukuk devleti kapsamında bu ihanet ittifakını yok edeceğine inancımız tamdır. Çok şey borçlu olduğumuz aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Şehit ailelerimizi sıcak duygularla kucaklıyoruz.

Etnik ve mezhep tuzaklarını aşıp millî seviyedeki mutabakatlarda birleşip milletleşen ülkeler “Artık milliyetçiliğin ve milletlerin çağı geçti; millî sınırlar kalkacak” gibi aldatmacalarla ve kehanetlerle yanıltılmaktadır. Türkiye’de halkı ve bilhassa aydınları umursamazlığa, kayıtsızlığa, ilgisizliğe, bıkkınlığa yönelterek yeni bir Balkan Bozgunu ve hezimeti hazırlanmaktadır. TSK’ya kurulan kumpaslar da sebepsiz değildir. Dün Balkanlarda savaşmadan düşmana terkedilen şehirler “gerisi bize yeter de artar” anlayışı ile terkediliyordu. Bugün de aynı hastalık nüksetmektedir. Millî Mücadele döneminde “analar ağlamasın” şeklindeki tekerleme bugün yine gündemdedir. Dün şerefsiz bir barışa, İngiliz ve ABD mandası altında yaşamaya davet ediliyorduk. Bugün de millî ve üniter devletten vazgeçmeye, egemenliği paylaşmaya, milliyetsizliğe ve ortaklık devleti kurmaya zorlanıyoruz. Terörle yoğun bir mücadeleye dönüldüğü günümüzde şehitler verilirken, devletine bağlı vatandaşımız göç ederken, büyük şehirlerimizin bazılarında insanlarımız sanki olup bitenden habersiz bir görünümdedir. Dün Millî Mücadele döneminde, cephe gerisindeki ortam da buna benzerdi. 

Türkiye’yi Türkiye yapan ilkeler ve değerlere sadakatle bağlı ve saygılı Aydınlar Ocakları olarak ülkemizin karşılaştığı çeşitli sorunlar karşısındaki görüşlerimizi ve tekliflerimizi Türk kamuoyuna saygıyla sunuyoruz: 

  • Türk tarihinin içinden süzülerek gelen Türk Devleti’ni yeni ve eski Türkiye şeklinde ayırmayı, devletin sürekliliği ve tarihin bütünlüğü bakımından yanlış buluyoruz. Şerefli geçmiş görmezden gelinerek, mevcut yenilenemez. Yeni Türkiye talebi Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran millî irade, millî kimlik ve tarihimiz ile çelişen bir anlayıştır.
  • Yargıya güven, tarihimizindeki en düşük seviyelerine inmiştir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının büyük ölçüde ortadan kalktığı bir dönemdeyiz. “Kuvvetler ayrılığı yerine fiilen kuvvetler birliği sisteminin uygulanması”, üst yargı organlarının “yürütmeyle uyumlu hale gelmesi”, “hukukun üstünlüğü ilkesinin yerine üstünlerin hukukunun” geçerli hale gelmesi, yargı kullanılarak siyasi operasyonlar yapıldığı algısı endişe vericidir.
  • Yeni Anayasa, ülke ihtiyaçlarından kaynaklanmamaktadır; etnik esaslı bir ortaklık devletine geçiş ve egemenliğin paylaştırılması için istenmektedir. Millî devletten vazgeçiştir.  Terörün taleplerine ve dış dayatmalara teslim olmakla; bizzat terörle mücadele ve Türk Dünyası ile ilişkilerimiz bundan zarar görecektir. 
  • Demokratik parlamenter sistem güçlendirilerek sürdürülmeli, ülke başkanlık sistemi maceralarına sürüklenmemelidir. 
  • Hukuk devleti korunmalı, fiili durumlarla yıpratılmamalı; yasalar ve anayasa çiğnenmemelidir. Kuvvetler ayrılığına uyulmalı, kazanılmış hak ve hürriyetler korunmalıdır. Hukukun siyasallaşması ve siyasi operasyonlar için yargının bir araç olarak kullanılması, hukuk devleti ilkesinden vazgeçme anlamına gelmektedir.
  • Tarihe bir bütün olarak bakılmalı; kamplaşmaları körükleyen Osmanlı-Cumhuriyet karşıtlığı ve millî zaferlerimizde ayrımcılık yapılmamalıdır. 
  • Özgürlüklerle güvenlik politikaları arasındaki anlamlı denge korunmalıdır. 
  • KKTC’den vazgeçen, Anadolu’dan da vazgeçer ve vazgeçirilir.         Milletlerarası anlaşmalara uyulmalı, AB üyeliği dahil hiçbir beklenti uğruna taviz verilmemelidir. TBMM kararı olmadan, Ada’dan asker çekilmesi kabul edilemez. 
  • Ege’de uluslararası hukuktan kaynaklanan Türkiye’nin hak ve menfaatleri korunmalıdır; özellikle 17 adamızın işgal ve ilhakına göz yumulması kabul edilemez. 
  • Terörle mücadele ısrarla ve kararlılıkla sürdürülmeli; Ankara’nın Bağdatlaştırılmasına fırsat verilmemelidir. TC vatandaşları arasında etnik bir çatışma yoktur. Devletin güvenlik güçlerinin bölücü terör örgütü ile mücadelesi söz konusudur. Terörle barış, hiçbir ciddi ülkede olamaz. 
  • Üniversitelerimizde, aşırı sol ve bölücü örgüt taraftarları arasındaki işbirliği birçok öğrencinin öğrenim görme hakkını ve can güvenliğini zedelemektedir. Üniversite yönetimlerini göreve davet ediyoruz. 
  • Türk Milleti’ne mensubiyet şuuru geliştirilmeli; milleti oluşturan parçalar bütünün önüne geçirilmemelidir. 
  • Aydınlarımızı kısırlaştıran, verimsiz kılan, hedefsizlik, metotsuzluk, aşırı siyasallaşma ve kamplaşma millî mutabakatlar geliştirilerek aşılmalı; toplumda şiddeti arttıran beyanlardan özellikle politikacılar uzaklaşmalı, topluma iyi örnek olmalıdırlar.
  • Komşuluk ilişkileri ve mahalle kültürü zayıflamakta; vatandaşın çevresiyle bağı kopmaktadır. Günümüz şartlarına uyarlanmış, geleneklerimizin yaşatıldığı modern yerleşim alanları oluşturulması için örnek uygulamalar geliştirilmelidir. 
  • GSMH içinde %1’e yükselen AR-GE çalışmaları arttırılmalı; geleceğe dönük insan gücü ihtiyacını karşılayacak bir eğitim planlaması yapılmalı, ara eleman açığı kapanmalı. Mesleki eğitim mesleğe dönük olmalı; üniversite-sanayi işbirliği daha da hızlandırılmalıdır. Ülkemizin orta gelir tuzağından kurtulmasının yolu katma değeri yüksek ürünler ve teknoloji üretebilmektedir. Bunun için eğitim kalitesi yükseltilmeli, AR-GE’ye hevesli genç akademisyenler teşvik edilmelidir. Patent sorunu konusunda üniversite ve sanayici işbirliği imkânları geliştirilmelidir.
  • Askeri darbelere karşı olduğumuz kadar sivil darbelere de karşı olabilmeliyiz. 
  • Türkiye’nin on senedir içine düştüğü orta gelir tuzağını aşabilmek için ekonomide, öncelikle reel sektör teşvik edilmeli; tasarruf açığını giderici teşvik ve destekler getirilmeli; yatırım açığından doğan işsizliğin sosyal sorunlar yaratması da önlenmelidir. Gelir dağılımdaki bozulma artarak sürmektedir. 
  • Enflasyon oranı gerçekçi tespit edilmelidir. İhracat ve ithalattaki düşüş tehlikeli işaretler vermektedir. Aynı zamanda cari açık problemi devam etmektedir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve turizm gelirleri siyasi istikrarsızlık sebebiyle azalabilir. 
  • Genç nesillerimize yönelik bir terör çeşidi olan uyuşturucu saldırısı konusunda çalışmalar daha da yoğunlaşmalıdır. 
  • Yazılı ve görüntülü basında, sapma davranışları ve şiddeti teşvik eden,    evliliği ve aileyi ayağa düşüren TV programları konusunda gereken yapılmalıdır. 
  • Dış politikada bilhassa Ortadoğu’da politika değişikliği şarttır. Türkiye kendi eliyle ayağına kurşun sıkmıştır; komşu ülkelerin düşmanı ve terör örgütlerinin hedefi olmuştur. İç ve dış politikada mezhepler üstü kalma geleneğimiz sürdürülmelidir. Ateş çemberi içinde ve yok edilmeye çalışılan Irak ve Suriye Türkmenlerine devlet ve millet olarak daha güçlü bir şekilde sahip çıkılmalıdır. 
  • ABD ve AB ile olan ilişkilerimiz millî menfaatlerimiz gözetilerek geliştirilmelidir. Milletlerarası zeminde millî tezlerimiz daha iyi anlatılmalı bu konuda ihtisasa saygı gösterilmelidir. Türk Dünyası ile ilişkiler geliştirilmelidir.
  • Yurt dışından gelen Türk çocuklarına yüksek öğrenimde tanınan kontenjanlar artırılmalıdır.
  • Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu tekrar asıl yerine taşınmalıdır.
  • “Türkiye- Azerbaycan Kardeşlik ve Candaşlık Projesi” kapsamında “Hocalı’ya Adalet Talebini ve Uydurma Ermeni Soykırımını” anlatan tiyatro eserlerinin Türkiye’nin çeşitli illerinde sahnelenmesi projesi genişletilerek devam ettirilmelidir.
  • Ermenistan Başbakanı Kaçaznuni’nin “İtilaf devletlerinin kışkırtmasıyla Osmanlı’ya ihanet ettik, tehciri hak ettik” diye itiraf ettiği gibi, hayali ve belgelenemeyen Ermeni soykırımı iddiaları gerçek değildir; aksine haklı bir tehcir olmuştur. General Harbour’un raporunda belirttiği gibi “asıl yok edilmeye çalışılan halk öz yurtlarında Türklerdir.” Bu olayların gerçek yüzü, gerek resmi kurumlar tarafından, gerek bugüne kadar olduğu gibi partilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından ortaya konulmalıdır. Tarih boyu Türk’e yapılan soykırımlar ortaya çıkarılmalı bu konuda kardeş Azerbaycan ile yoğun işbirliğine gidilmelidir. 
  • Türk Dünyası’nda öğrencilerin yanı sıra, ilim adamı mübadelesi de sağlanmalı, ortak millî gün ve liderler birlikte anılmalıdır. 
  • Türkiye’yi mülteci kampına çeviren ve sığınmacı cenneti yapan anlayış değiştirilmeli, ileride ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik sorunlar, aile yapısındaki bozulmalar, uyumsuzluk ve işsizlik konularında tedbirler önceden alınmalıdır.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Aydınlar Ocağı Genel Merkezi,  

Maltepe- Kartal Aydınlar Ocağı,     Azerbaycan Aydınlar Ocağı, 

Adana Aydınlar Ocağı, Sivas Aydınlar Ocağı, 

Mimar Sinan Aydınlar Ocağı, (Adıyaman) Sakarya Aydınlar Ocağı, 

Anadolu Aydınlar Ocağı,  Malatya Aydınlar Ocağı, 

Avrupa Aydınlar Ocağı, Manisa Aydınlar Ocağı,  

Balıkesir Aydınlar Ocağı,  Ondokuz Eylül Aydınlar Ocağı (Giresun),

Ordu Aydınlar Ocağı,   Trabzon Aydınlar Ocağı, 

Iğdır Aydınlar Ocağı, Isparta Aydınlar Ocağı,                             SinopAydınlar ocağı,

İnegöl Aydınlar Ocağı, 

Kocaeli Aydınlar Ocağı, 

İzmir Aydınlar Ocağı Müteşebbis Heyeti, 

Kosova Türk Aydınlar Ocağı, 

Çorum Aydınlar Ocağı, 

Çanakkale Aydınlar Ocağı, 

Harput Aydınlar Ocağı, 

Bursa Aydınlar Ocağı