Av. Mustafa ÖZKURT
Azerbaycanlı Ülkücü tiyatrocu İftihar PİRİYEV ile Karabağ Savaşından evvel, Hoca Ahmet Yesevi Vakfında bir sohbet esnasında unutamadığım sözünü burada dile getirmek isterim.” Ermeniler yüz yıldan fazla bir zamandır Türk Milletine düşmanca davranmaktan vazgeçmemişlerdir. Bunun başlıca sebebi çocuklarına küçük yaşlardan itibaren Türkleri düşman olarak belletmelerinden kaynaklanmaktadır. Düşmanın silahı ile mukabele etmek en tabiî hakkımızdır. Bizde çocuklarımıza Ermenilerin yaptığı soykırım, zülüm ve ihanetlerini belletmeliyiz, böylece çocuklarımız gerçekleri öğrensinler” demişti.
Sevr Anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu için I.Dünya Savaşı sonlanırken, aslında koca bir imparatorluğunda sonunun habercisiydi.
Hatay’ın Anavatana katılması konusuna girmeden evvel, o döneme gelene kadar durumu kısaca izah etmekte yarar gördük. Yarar gördük ki! Gelecek nesiller atalarına düşmanlarının yaptıklarını öğrensinler. Türk Milletine yapılan haksızlıkları hatırlayıp, kendilerine bir yol çizsinler.
Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat, Halife sıfatıyla 14 Kasım 1914’te Cihad-ı Ekber (kutsal dini savaş) Fetvasını tüm dünyaya yayınlamış, ancak bu çağrı Araplarda yer bulmamıştı. Araplar “Hilafetin, Türkler tarafından Araplardan gasp edildiği” söylemindeki İngiliz propagandalarına daha fazla itibar etmişlerdir.
Bu savaşta dünyanın değişik yerlerinde yaşanan cephe savaşları antlaşmalarla bitmesine rağmen, Suriye, Irak Filistin ve Sina Cephelerindeki Osmanlının Kanal Harekâtına ilişkin Savaş devam etmiştir. Bu görünümüyle I.Dünya Savaşı’nın en uzun süren cephe savaşı olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardaki hezimetinin acısını çok derinlerde hissetmiş, bu duygularında etkisiyle I.Dünya Savaşına girmiş olmanın yanında asıl sebep savaşa girmeseydi bile Osmanlıyı parçalamak için anlaşan İngiliz, Fransız ve Ruslar ona saldırmak için pusuda beklemekteydiler. Bu oyunları bozabilmek için İtilaf Blokunu teşkil eden İngiliz, Fransız ve Ruslara yanaşmış olumlu sonuç alamayınca Almanya’nın başı çektiği İttifak Blok’una katıldı.
İttifak Blok’una katılırken gerek Osmanlı ve gerekse Almanlar ayrı, ayrı hesaplar peşindeydi. Osmanlı, İngilizler tarafından işgal edilmiş kendi toprakları olan Mısır’ı İngilizlerden geri almak ve İslam âlemi nezdindeki kaybettiği saygınlığını yeniden sağlamak istemiştir. Almanlar gelince özellikle İngiliz ve Fransızların Avrupa Cephesindeki baskılarını azaltmak, asker ve malzeme teminlerini sekteye uğratmak için Hindistan Yolu’nun bunlara kapatılmasını temin için Osmanlının Kanal Harekâtına girişimini teşvik ve talep etmiştir. Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile oğullarının İngilizlerle müşterek hareket ederek isyanlarında etkisiyle Osmanlının Kanal Harekâtları bozgunla sonuçlanmış ve başarı elde edilmemiştir. Müteakiben, Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile oğulları, Ali, Faysal, Abdullah ve Zeyd tarafından Hicaz (Mekke ve Medine)’da çıkartılan Arap İsyanıyla birlikte yürüttükleri İngiliz taarruzları önce Sina Yarımadası’nı geçerek Filistin’e kadar dayanmıştır.
Ardından da Gazze Muharebeleri, Şeria Muharebeleri ve Nablus Meydan Muharebesi sonunda ordularımız bozguna uğradı.
Buradaki çatışmaların uzun sürmesinin nedenlerin başında dünyanın en güçlü donanma ve orduları kabul edilen Fransız ve İngilizlerin Çanakkale’de Türklere yenilmelerini içlerine sindirememeleri yanında bunların sömürge siyasetleri etken olmuştur.
30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu için I.Dünya Savaşı macerası sona ermiş olmasına karşılık Fransız, İngiliz ve onların uşakları İtalya ve Yunanistan’ın Anadolu’yu işgal etmeleri sonucu, Türkler için savaşın bitmediğini göstermiştir.
İngilizlerin işgal ettiği Bağdat’ı geri almak için Almanların isteği sonucunda Irak Cephesinde bulunan 4,7 ve 8. Ordular 5 Temmuz 1917’de Yıldırım Ordular Grubu şeklinde tek elde toplanmak istenmiş ve ancak Orduların birbirine olan mesafesi, ulaşım ile iletişim zorluları, malzeme ve gıda sıkıntısı başarı elde etmeye engel olmuştur. Diğer taraftan Arap İsyancıların Türk askerine Anadolu’dan sevk edilen yiyecek ve diğer askeri malzemelerin bu uzun yolda Araplar tarafından yağmalanması da büyük rol oynamıştır.
Cephelere yakın geçen demiryolu olmasına karşılık Almanya, Osmanlıya taşkömürü göndermediğinden trenler de çalıştırılamamıştı. Komuta merkezi Adana olan 4,7 ve 8. Ordular birleştirilerek Yıldırım Ordular Grup Komutanlığı oluşturuldu. Başına getirilen Alman General Otto Liman von Sanders getirildi.
Bu oluşumun hatalı olduğu ortaya çıktı ve bunun başarısızlığını görün Liman Von Sanders hastalığını bahane ederek Adana’ya gitmiş ve yerine 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Ordularının başına getirildi. Çok kısa bir süre sonunda bu oluşum lağvedildi. Bu defa mevcut 7. Ordunun başına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Mustafa Kemal Üçüncü Gazze Muharebesinde Gazze ile Güney Filistin arasındaki Osmanlı 4 ve 8. Ordularının oluşturduğu savunma hattı İngiliz ve Fransızların üstün asker ve malzeme sayısı sonucunda her iki ordumuz Birüssebi’de dağıldı. Burada 18.000 Şehit verilirken 13.000 Askerimizde esir alınarak Mısır’a götürüldü.7. Ordu yaklaşık 15.000 kişilik bir kuvvete sahipti Bunun içinde Osmanlı yanında olan Arap askerde vardı. Ancak İngilizlerin Bağdat’ı işgal etmesiyle Arap askerler firar etti.
Halep kuzeyinde İngiliz ve Arap Ordularının taarruzlarını 26.Ekim 1918 de durdurmayı başaran7.Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Almanların ısrarlarına karşı direnmiş ve 7. Ordunun da yok olmasını engellemiştir.
Mustafa Kemal Paşa basiretli davranarak 7. Ordusunun başında İngiliz ve Arap isyancılarla çatışa çatışa Toroslara ricat etti. Ricat ile başında bulunduğu orduyu kırılmadan kurtardı. Bu er ve komuta kademesi ileride Kurtuluş Savaşının kazanılmasında etkin rol oynayacaktı.
Kurtuluş Savaşına o gün bu gün karşı olanlar Mustafa Kemal’in bu ricatından dolayı onu suçlamayı seçtiler. 7. Ordu yok olsaydı Kurtuluş Savaşı diye bir savaş olamayacak ve Türk devleti tamamen tarihten silinecekti. Askeri terimde Savunma, Taarruz ve Ricat diye üç temel harekât vardır. Bunların içinde en tehlikelisi geri çekilmedir(ricat). Tarihte çoğu ricat dağılmayla sonuçlanmıştır. Mustafa Kemal burada başarılı olmuş, orduyu dağılmadan kurtarıp Anadolu topraklarına getirmiştir. (Yazımız devam edecek) 08.06.2022
Av. Mustafa ÖZKURT
Aydınlar Ocağı Genel Başkan Yardımcısı