Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 86. Ölüm Yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz. Milli Mücadele’nin muzaffer komutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu olan büyük önderi sadece ölüm yıldönümünde değil; devamlı saygı ile ananlardan olmaktan gurur duyarız. Kendisi tesis ve fabrikalarla Anadolu coğrafyasının sanayileşmesini başlatan, eğitim ve kültür kurumlarını kuran ve geliştiren bir önderdi. Son yıllarda değerini daha iyi anlıyoruz.
Milli bağımsızlığın ve egemenliğin derin anlamını O’ndan öğrendik. İç ve dış ihanet odaklarına karşı Türk Milleti olarak çok şükür eksilmeyen bir kararlılıkla ve iradeyle çizgimizi sürdürüyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk devlet malına el uzatmayan, son derece mütevazi, halka tepeden bakmayan, vatandaşlık şuurunda ve diktatör olmaya özenmeyen büyük bir değerdi.
Atatürk’e düşmanlık, Türk’e ve Türk tarihine düşmanlıktır. Türk milliyetçiliğine düşmanlıktır. O’na düşmanlık, milli bağımsızlıktan yana olmamak, Lozan’a karşı Sevr paçavrasını savunmaktır. Milli Mücadele yerine patron devlet aramak, ona sığınmak, 2000’li yıllarda esir ve uşak olma arzusudur. Onun bunun mandası altına girme şuursuzluğudur.
Milli Mücadeleye karşı vatan haini işbirlikçilerinden yana olmaktır. Bugün de bu tipler görülmektedir. Dün Osmanlı’ya düşman olanlar, unutmayalım ki bugün de Cumhuriyet Türkiye’sinin düşmanlarıdır. Tarihi gerçekler sürmektedir. Damat Ferit çizgisi bugün de ortadadır. Küreselleştirme rüzgarlarının estiği, Türkiye gibi önü açılmış milli devletlerin üniter ve milli devlet yapılarına saldırıların olduğu dıştan dayatılan çoğulculuk merakının ortaya çıktığı, milli kimlikle uğraşıldığı, Cumhuriyetin kurucu değerlerini tartışmaya açmaya hazır işgüzarların siyasette önünün açıldığı bir dönemdeyiz.
Günümüzde Atatürksüz Atatürkçülük yapanlara dikkat etmeliyiz. Atatürk’le fikren ilgisi olmayan bazıları Atatürk’ün askeri olmayı reddetmektedirler. Bunları zaten askere çağırmayız. Eskiden Atatürk’e dil uzatanları Cumhuriyet ve Türk düşmanları arasında arardık; maalesef günümüzde bizzat kurduğu partinin içinde arar olduk.
10 Kasımlarda maalesef az da olsa kendisine yeterli rehberlik yapılmamış bazıları, genç yaşlı demeden 10 Kasımlarda saygı duruşuna katılmaktan uzak durmaktadırlar. Tabii ki sokaklarda gezen birlikte yaşadığımız yaratıklardan saygı beklemek durumunda değiliz; ancak insan kılığında olan yaratıklara farklı bakarız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk soyu belli bir ailenin çocuğu idi. Bu Müslüman Türk evladını her milli ve dini bayramımızda, bilhassa Cuma hutbelerinde rahmet ve saygı ile anmak vatandaşlık görevi olmalıdır. Bundan kaçınan hoca kılıklı soytarılar vardır.
Ne mutlu Türküm diyene ve Ne mutlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının değerini bilenlere!…