Dr. Zülfikar Özkan
Günümüzde insanların çoğu çok dar bir hayat sürdürdükleri için mutsuzdur. Tek boyutlu insanların çağında yaşıyoruz. Kendimizde bulduğumuz ilk yeteneğin üzerine atlıyoruz. O yeteneğimizi başka her şeyi ihmal etme ve dışlama pahasına aşırı bir şekilde büyütüyoruz. Çocuklar sporda başarı gösterdikleri zaman kendilerini tüm yürekleriyle bu spor yeteneğine adıyorlar. Sporu beslemeyen her şeyi ihmal ediyorlar.
İnsanlar tek bir yeteneğe sahip değildir. Yetenekler her zaman kümeler halinde bulunurlar. Çok sayıda insan kendi çok boyutlu potansiyelini araştırmak ve geliştirmek konusunda başarısızdır. Çok sayıda şirket çalışanlarını yalnızca tek bir şeyi yaşamaları için teşvik eder. Tek boyutlu insanlar, uzun dönemde bir şirketin gelişmesine katkıda bulunmaz.
İnsan kendini fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal olmak üzere dört boyutta yenilemelidir. Ekonomik gelişme fiziksel, insanlara davranış duygusal veya toplumsal, insanların nasıl geliştirildikleri zihinsel ve yapılan katkı ruhsal boyutlardır. Güçlü olmak fiziksel, iyi bir zanaaatkâr olmak zihinsel, iyi bir dost olmak toplumsal ve manevi önder olmak ruhsal boyutlardır.
Doğamızın bu dört boyutunu da akıllıca ve dengeli biçimde kullanmamı gerekiyor. Buna baltayı bilemek denir.
Bir ormanda iki ormancı ağaç kesiyormuş. Birinci ormancı sabah erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağacı kesip hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyunca, dinlenmek için ve öğle yemeği için kendine vakit ayırmıyormuş. Akşamları da ormancı arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıp evine daha geç gidiyormuş. İkinci ormancı ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca kim daha fazla ağaç kesecek bakalım demişler, bu yoğunlukta çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: ikinci ormancı çok daha fazla ağaç kesmiş. En çok ağacı kendinin kestiğini sanan birinci ormancı çok şaşırmış:
– Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken ağaç kesmeye başladım, senden daha geç evime döndüm. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Nasıl daha başarılı oldun, sırrın nedir?
İkinci ormancı tebessümle yanıt vermiş:
– Bir sırrım yok. Sen durup dinlenmeden çalışırken ben birkaç ağaç kestikten sonra hem dinleniyordum hem de baltamı biliyordum. Keskin baltamla, daha az çabayla, daha çok ağaç kestim.
Sevdiklerimize zaman ayırmak, kendimizi eğitmek, bilgi becerilerimizi artırmak baltamızı bilemektir. Başarılı olmak için tek yol çok çalışmak değil, yüksek bilgiye ve beceriye sahip olup verimli çalışmak.