Dr. Şahin CEYLANLI,
Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, toplumların ve insanların hayatını çok yönlü olarak etkilemiştir. Makineleşmeyle birlikte başlayan hızlı değişme ve gelişmeler, sanayi toplumu insanlarını sosyal değerlerden koparmış ve uzaklaştırmıştır. Bu duruma; sosyologların tabiriyle anomi adı verilmektedir. İnsanlar hem kendisine ve hem de kendi toplumuna karşı yabancılaşmış ve böylece sosyal çözülme ortaya çıkmıştır.
Anomi teriminin anlamı kısaca kuralsızlıktır. Kişi kuralların dışına çıktığında hedeflerini gerçekleştirebileceğini düşünmektedir. Anomi, bir toplumu meydana getiren kuralların yaptırım gücünü kaybetmesi sonucu ortaya çıkmakta ve aynı zamanda kültürel yozlaşmayı da beraberinde getirmekte ve kişi almış olduğu eğitimin bir işe yaramadığını sanmaktadır.
Başarının ve yeteneğin yerini maddi unsurların aldığı toplumlarda, anominin sonuçları çok daha yıkıcı olur. Bu terim ilk defa Fransız sosyolog Emile Durkheim tarafından kullanılmıştır. Nüfusun hızla artması sonucu, sanayi gelişmiş ve bunun sonucunda da çevre kirlenmiş ve zarar görmüştür. Dünya genelinde en büyük çevre sorunlarından biri hava kirliliğidir. Sanayileşmeyle birlikte fabrika ve üretim tesisleri sayısının artması ve buralarda kullanılan filtrelerin yetersiz kalması, hava kirliliğine zemin hazırlayan en büyük sebeplerden biri haline gelmiştir.
Teknolojinin gelişmesi ve doğal kaynakların bilinçsiz bir şekilde kullanılması, şehirlerdeki büyük nüfus yığılmaları, çevre sorunlarına yol açmış, düzensiz ve plansız olarak yapılan çarpık yapılar çevre kirlenmesini meydana getirmiştir. Düzensiz büyüyen şehirlerde, yetersiz alt yapılar, tahrip olmuş çevrenin başka bir yönünü ortaya koymaktadır. Hem çarpık kentleşme hem de iklim şartlarının değişmesi, ormanlık alanların azalmasına ve çevre sorunlarının artmasına neden olmuştur. Dünya nüfusunun yaklaşık olarak 8 milyara çıkmasıyla birlikte çevre ve su kirliliği artış göstermiştir.
İleri sanayi toplumlarında, insanın işsiz ve yalnız kalmasından daha önemli bir unsur, insanın amaçsız ve ne yaptığını bilmez hale gelmesi durumudur. İnsanın bu hale gelmesinde, sosyal uyuşmalıklar ve psikolojik faktörler ön plana çıkmaktadır. Daha az yorularak, daha fazla üretim elde etmek insanları mutlu etmemiştir. Teknoloji araçtan çok amaca yönelmiş, makineyi yapan ve onu geliştiren insan, kendi buluş ve icatlarının hakimi mi, yoksa esiri mi olmuştur? Bütün bu sebepler göz önüne alındığında, Batı’da ilim ve teknikteki hızlı gelişme ve değişmeler, insanın mutluluğunu sağlayamamıştır. Çünkü bu gelişmeler, insani ölçülerden uzaklaşılmasını, insan hayatının bir kobay gibi değerlendirilmesini, insana değer verilmemesini ortaya çıkarmış, teknolojik ilerlemeler uğruna, manevi değerlerden süratle uzaklaşılmış ve Batı içine düştüğü bu krizi kendi hazırlamıştır.
Türkiye aynı hataları yapmamalı ve Batı’nın içine düştüğü bu durumdan ders almalıdır. Dikkat edilmesi gereken bir başka husus; teknolojinin üretilirken veya başka bir ülkeden alınırken, toplumun bünyesinde açabileceği zararın ortaya konması, sanayi toplumlarında görülen yabancılaşmanın tesirlerini ortadan kaldırabilmek için manevi değerlere büyük önem verilmesi gerekmektedir.
Hızlı sanayileşmeyle birlikte şehir sorunları yoğunlaşmış ve bu da ülke ekonomilerine önemli maliyetler yüklemiştir. Günümüzde konut için yapılan yatırımlar, yekun olarak genel yatırım içinde yüksek bir nispete ulaşmasına rağmen, halen istenilen neticeye ulaşılamamıştır. Dolayısıyla, konut problemlerinin daha uzun yıllar devam edeceği görülmektedir.
Şehirleşmeyle birlikte ulaşım problemi ortaya çıkmış, gerek şehir içi ve gerekse şehirlerarası ulaşımda toplu taşımacılığa gidilmesi durumunda ulaşım probleminin asgariye ineceğini söyleyebiliriz.
Sosyo-ekolojik dengenin bozulmasına, geri kalmış ve eskimiş teknolojilerin kullanılması sebep olmaktadır. İnsan mantığına yatkın, güvenilir, sağlıklı, temiz ve cana yatkın buluş ve icatlar, insanlık adına yapılan yeni çalışmalar, ülkelerin kamuoyları tarafından da mutlaka desteklenecektir.Yeter ki bu buluş ve çalışmalar, insanların mutluluğu ve refahı için yapılmış olsun.
12 Mayıs 2023, İstanbul