Prof.Dr.Mustafa E. ERKAL,
Almanya’da oynanan Avusturya maçından sonra ortaya çıkan olay çok
şükür çok kimseyi kendini tanıma, uyandırma ve bilgisizlikten kurtarma
sonuçlarını doğurdu. Teşekkürler Almanya… Anlaşılan Almanya’yı yönetenler
herhalde önemli ölçüde bozkurta zaman ayırmışlardır. Son haberlere göre
bozkurt işareti Almanya’da yasaklanmıştır. Avusturya’da olduğu gibi… Yasağa
uymayanların sınır dışı edileceği ortaya çıkıyor. Tabii ki insan hakları, demokrasi
ve Batı’daki özgürlükler adına!! Demokrasi ancak bu tip yanlışlarla ve çelişkili
kararlarla topal hale sokulabilir.
Avusturya milli maçı bittikten sonra tribündeki on binlerce Türk’ün
bozkurt işaretine Merih kardeşimiz de uymuş ve kendisine siyasi bir kararla iki
maç ceza verilmiştir. Almanya’nın Almanya’da şampiyonadan elenmiş olması
bunun sebepleri arasında sayılabilir. Merih Türklüğün sembolünü, kazanılan
önemli bir zafer sonrası on binlerce Türkün heyecanına ve mutluluğuna
katılarak yapmıştır. Bozkurt tamamen Türklüğü temsil eder. Şu veya bu partinin
onu kullanması ayrı bir konudur. Burada Türk milli takımı bir zafer kazanıyor;
herhangi bir siyasi parti değil. Zafer Türk Milletinin bütününe mal edilmiş bir
olaydı. Bir siyasi parti bunu siyasette kullanmışsa ve diğerleri ısrarla
kullanmamışsa ayıp kullananın değil; kullanmayanlarındır. Bazılarını
engelleyenler mi vardı? Maalesef Türk kültürünün temel özelliklerini ve
sembollerini yeterince öğrenemeyen nesillerle karşı karşıyayız. Merih’e verilen
ceza ve daha sonra gelen bozkurta yasak sizi şaşırtmasın. Türkleri aşağılayan,
Türk çocuklarına her fırsatta el koyup ailelerinden zorla ayıranlar, din derslerine
bile Alman hoca tayin etme komikliğini gösterenler, milletlerarası hukuk dışına
çıkarak suçluları Türkiye’ye iade etmekten sürekli kaçınanlar, soydaşlarımızın
Türk kimliğini devre dışı bırakarak onlardan Alman Müslümanları diye
bahsetme peşinde olan ırkçı ve fanatikler sadece iki maç ceza ile de
yetinmemişler, siyasi değerlendirme yaparak bozkurt işaretini yapanları sınır
dışına koymaya çalışmışlardır. Mevcut hanım İçişleri Bakanı konuyu
siyasileştirmiştir. Kendinden önce Almanya’da göreve gelen bir başka bakanın
“en iyi entegrasyon asimilasyondur” şeklinde fikir yumurtlamasını da unutmuş
değiliz. Biz vatandaşlarımızı çalışmak üzere Almanya’ya gönderdik; orada
asimile olsunlar, tanınmaz hale gelsinler diye göndermedik. Asimilasyon bir
çeşit zora dayalı ırkçılıktır. Almanya’da çalışan Türkler ekonomiye yaptıkları
katkıya rağmen, her fırsatta istismar edilme, milli kimliklerini unutturma
baskısıyla karşı karşıyadırlar. İnsanları fırınlara atıp yakıp yok etmek ile asimile
etmek arasında büyük fark yoktur. TC vatandaşlarının bu ülkeye gidişte
karşılaştıkları vize işkencesi bütün hızıyla sürmektedir. Almanya terör örgütü
PKK’ya ve Türkiye düşmanı bazı guruplara ve örgütlere kollarını açmıştır. Buna
rağmen, zaman zaman da bize ders verme peşine düşmüştür. Terörist
cenazelerine adamlarını göndermiş; Türkiye’ye verdikleri tankların terör
olaylarında kullanılmasına da karşı çıkmış; menfaatlerine uygun ise terör sevici
olmuş bir ülkedir.
İnsanımız gerçekleri öğrenince ve biraz da tokatlanınca yabancıları daha
iyi tanıyor ve gerektiğinde binlerce kişi gerekli tepkiyi gösterebiliyor. Bozkurttan
hiç haberi olmayan, kendi tarihi ile ilgisiz, yabancılaşmış bazı aydınlara Ulus’taki
Atatürk anıtının ayaklarında yer alan bozkurt başlarını görmeyi tavsiye ederiz.
Bozkurt esir olmayı kabul etmek yerine, vatanı için ölümü tercih eden,
bağımsızlıktan vaz geçmeyen bir şerefli, haysiyetli ve gururlu milletin
sembolüdür. Bir ara Milli Türk Talebe Birliğinde eski yanlış ve saptırmalara
uyarak bozkurt resmini maalesef ambleminden çıkarmıştı.
Almanya’daki şampiyonada sporcularımızı yalnız bırakmayıp tribünlere
koşan bayraklı, formalı vatandaşlarımızı, komşu ülkelerden ve Türkiye’den
koşup gelenleri tebrik eder; her birini alınlarından öperiz.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Ne mutlu daha nice Fatihler, Alparslanlar ve Gazi Mustafa Kemal Paşalar
yetiştirecek olan Türk Milletine…