Dr. Sakin ÖNER
Son günlerde KYK yurtlarında üstüste meydana gelen öğrenci intiharları, yurt sorununu yeniden gündeme getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. Maddesine göre; “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.” Devlet maddi imkanlardan yoksun öğrencilerin burs ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.
Yirmi yıldır hükümet eden mevcut siyasi iktidar, maalesef bugüne kadar ihtiyaç sahibi olan üniversite öğrencilerinin yurt ve burs ihtiyaçlarını tam olarak karşılamamıştır. Önemli bir fizik kanunu vardır; tabiat boşluğu kabul etmez. Çünkü o boşluğu mutlaka bir şey doldurur. Siyasi iktidarın bu görevini ihmal etmesinin sonuçlarını 15 Temmuz olayında somut olarak gördük. On binlerce ihtiyaç sahibi genç, Fetö’nün yurtlarında veya Işıkevlerinde yetiştirilmiş ve sonunda istikballerini ve hayatlarını karartmışlardır.
Üniversite öğrencilerinin yurt sorunu, şu anda Türkiye’nin en önemli gündem başlıklarından biri. Lisans ve ön lisans düzeyinde örgün eğitimde toplam 3 milyon 800 bin öğrenci var. Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında ancak 700 bin öğrenci barınabiliyor. Öğrenciler bugüne kadar barınma ihtiyaçlarını devletin ve özel sektörün yurtlarından ve ev kiralayarak karşılıyorlardı. Pandemiden sonra özel yurt fiyatları ve ev kiraları uçtu.
Sayın Cumhurbaşkanı “Biz göreve geldiğimizde 190 olan yurt sayısını 700’e çıkardık. Bugün yurtların 700 bin kapasitesi var” diyor.
KYK’nın 2003 yılında 190 öğrenci yurdu varken, 2021 yılında ülkemizde ve Kıbrıs’ta 755 yurt vardı. Buna karşılık 2003 yılında Türkiye’de 72 devlet ve vakıf üniversitesi vardı. 2021 yılında ise 214 devlet ve vakıf üniversitesi var. 2003 yılında örgün eğitimde 1 milyon 800 bin öğrenci varken, 2021 yılında 3 milyon 800 bin öğrenci var. Maalesef artan yurtlardaki yatak kapasitesi, ihtiyacı karşılamaktan çok uzak kalmıştır.
Siyasi iktidar yirmi yıl içinde Kredi Yurtlar Kurumu eliyle bir miktar yurt yaptırmıştır. Fakat bu Yurtlar artan öğrenci nüfusunun ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır. Bu süreçte
bazı belediyeler, bu konuda bazı adımlar atmışlardır. Ama bu adımlar da yeterli olmamıştır.
Yurt konusunu biraz araştırınca; KYK’nın yurtlarının bir kısmının kendi malı, bir kısmının ise özel sektörden yüksek fiyatlarla kiralanmış olduğunu tespit ettim. Yurtların bir kısmı hükümet tarafından özel sektöre öğrenci garantili olarak yaptırılmıştır. Birkaç gün önce Van'da Cumhurbaşkanının "Bazı yurtlar boş, öğrenci bekliyor" dediği yurtlar, şehir dışlarında yapılan bu yurtlardır. Hükümet bu yurtlarda her boş kontenjan için çok ciddi paralar ödemektedir.
İktidar partisine mensup bazı belediyeler, belediye bütçesinden yaptırdıkları veya restore ettirdikleri binaları, cemaat ve tarikatların vakıflarına ve derneklerine devretmektedirler. Ayrıca tarikat ve cemaatlere bağlı çok sayıda yurt var. KYK yurtlarında yer bulamayan öğrencilere iki seçenek kalıyor. Bu öğrenciler ya cemaat ve tarikat yurtlarına gidip biat edecekler ya da üniversite eğitimi onlar için bir hayal olarak kalacak.
Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözmek için; öncelikle TOKİ’nin elindeki yapı stoku, öğrencilere yurt ücretini geçmeyecek ücretlerle kiraya verilmeli, KYK da hemen yeni yurt yaptırmak üzere harekete geçmelidir.
İktidar ve muhalefet partilerine mensup bütün belediyeler, TOBB, Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları, meslek odaları, işveren ve işçi sendikaları, özel sektör kuruluşları, eğitim vakıfları, eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşları mutlaka yatırım yapmalıdırlar.
Yoksa bir nesil daha kaybetmek durumunda kalırız. Yurt sorunu, ülkenin beka sorunudur. Bu konuda sorumluluk hisseden her kişi ve kuruluş, elini taşın altına sokmalıdır.