Dr. Şahin CEYLANLI,
“ Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde Şuheda Kanı karışıktır…Vatan için, din için, namus için, hürriyet için ölüme atlamak bize, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir an önce topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza.”
Milli Mücadele’nin büyük kahramanlarından Şahin Bey, 1877 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. 1899 tarihinde Yemen’e asker olarak gitti. Burada göstermiş olduğu üstün hizmetleri, yeteneği ve cesareti sayesinde başçavuş rütbesine yükseltildi. 1991 yılında Trablusgarp savaşına arkadaşları ile birlikte gönüllü olarak katıldı. Balkan savaşlarında görev aldı ve Çatalca cephesinde savaştı. Galiçya’da 15. Kolordu emrinde savaşa katıldı. Daha sonra Sina cephesinde görev aldı. Tehlikeli görevlere gönüllü olarak katılan ve bu cephede göstermiş olduğu kahramanlık ve fedakarlık sayesinde kendisine teğmenlik rütbesi verildi. İngilizlerle Sina cephesinde yapılan savaşta esir düştü. Mısır’daki İngiliz esir kampında 1919 Aralık ayı başına kadar esir olarak kaldı. Yapılan ateşkesten sonra diğer esirlerle birlikte serbest bırakıldı.
Daha sonra Türkiye’ye dönen ve muhtelif yerlerde görev yapan Şahin Bey pek huzurlu değildi. Doğup büyüdüğü Antep ve çevresi düşman işgali altındaydı. Hemen gönüllü olarak Antep ve çevresinde düşmana karşı savaşmak için Antep Heyet-i Merkeziyesi’ne müracaat ediyor. Müracaatı kabul edilerek kendisine Antep ve Kilis yolunu kontrol altında tutma görevi veriliyor. Etrafına toplamış olduğu 200 civarında gönüllü ile birlikte çatışmalara giriyor. Böylece, düşmanın bu yoldan Antep’e asker ve mühimmat sevkiyatı yapması Şahin Bey ve arkadaşları sayesinde büyük ölçüde engelleniyor. “ Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez “ diyen Şahin Bey, gece-gündüz uyumuyor, çatışma esnasında her tarafa yetişerek silah arkadaşlarının maneviyatını yükseltmek için konuşmalar yapıyor. 03 Şubat ve 18 Şubat 1920 tarihlerinde, tam donanımlı Fransız birlikleri darmadağın ediliyor ve bu zaferin ardından düşman kumandanına yazdığı mektupta şunları söylüyor: “ Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde Şuheda Kanı karışıktır…Vatan için, din için, namus için, hürriyet için ölüme atlamak bize, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir an önce topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza.” Son köprü başında ise; Fransız ordusuna meydan okuyarak, Şahin gibi bir avuç gönüllü arkadaşıyla düşmana saldırıyor, kelimenin tam anlamıyla son kurşununa varıncaya kadar. Son kurşunu da bitince, son sözlerini söylüyor: “ Allah’ım vatanımı ve Antep’i kurtar!…Alçak düşman, sen de gel beni sen süngüle!…” Şahin Bey, 28 Mart 1920 tarihinde bütün Türk Milleti’ne örnek olacak bir cesaret sergileyerek silah arkadaşlarıyla birlikte kendisini vatan ve millet uğruna feda ederek düşman tarafından şehit ediliyor.
Asıl adı Mehmet Sait olmasına rağmen, Urya yolunda ve katıldığı diğer savaşlarda göstermiş olduğu büyük mücadeleden dolayı kendisine “ Şahin Bey “ lakabı takılmıştır. Ayrıca, Antep’in Şahinbey ilçesine Şahin Bey’in anısına binaen adı verilmiştir. Şehit olduğu Elmalı Köprüsü yakınlarında, Gaziantep Kilis karayolunun 28. Kilometresinde kendisi için bir “ Anıt Mezar “ yapılmıştır.
Yavuz Bülent Bakiler’in şu dörtlüğü:
“ Ben Antepliyim, Şahin’im ağam.
Mavzer omuzuma yük.
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük.”
Bu büyük kahramanın ne denli vatanına, milletine bağlı olduğunu tam manasıyla ortaya koyuyor.
Bu vatan için canlarını çekinmeden verenler, bu topraklar için toprağa düşenler; bu vatan ve millet size minnettardır. Yerinizde huzur içinde yatın.
13 Nisan 2022, İstanbul