Atilla Çilingir
Ülkemizin seçim atmosferine girdiği bu özel süreçte Kıbrıs adasının önemini gündeme taşımak nereden çıktı denirse eğer?
Böyle bir soruyu soranlara verecek cevaplarım şunlar olacaktır:
Çünkü Kıbrıs Türkiye’nin, Türk Milletinin özellikle böylesine özel süreçlerde hatırlaması gereken en önemli konusudur da ondan.
Çünkü Kıbrıs, Türkiye’nin ön cephesidir.
Çünkü Kıbrıs, Atalarımızdan yadigâr vatan toprağıdır. Bu vatan toprağında on binlerce şühedayı barındıran pek çok şehitliğimiz vardır.
Çünkü Kıbrıs, Peygamber efendimizin halası ve sütannesi Hala Sultanın türbesinin bulunduğu yerdir.
Çünkü Kıbrıs, bundan yaklaşık yarım asır önce Cumhuriyet ordularımızın şanlı tarihimize önemli bir zafer hediye ettikleri yerin adıdır.
Çünkü Kıbrıs, Lozan’da kurulan Türk-Yunan dengesinin adıdır.
Çünkü Kıbrıs, Akdeniz’in maviliklerinde donanmamıza kucak açan tarihi bir liman, burçlarında şanla şerefle dalgalanan ay yıldızlı bayraklarımıza serdarlık yapan son kalemizdir.
Çünkü Kıbrıs, Türk milletinin asla vazgeçmediği, adına milli davamız dediği, üzerinde kurulan son Türk devleti; KKTC’nin bulunduğu yerin adıdır.
Özellikle seçim dönemlerinde, seçimde iktidar olmayı hedefleyen partilerin, parti liderlerinin yaptıkları, yapacakları seçim konuşmalarında ülkemizin dış sorunlarından bahsederken neredeyse bir asırdan beri çözüm bekleyen Kıbrıs konusunda ne yapacaklarını açıklamaları da çok önemlidir.
Adanın anlaşma bilmez, anlaşmak adına ne versen yetinmez, türlü oyunlarla adayı Yunanistan’a bağlamaktan vazgeçmeyen Rum tarafına özellikle önemli seçimler öncesinde bundan sonra adada ne olacağı mesajının da net bir şekilde vermek gerekir.
Çünkü Kıbrıs, Rum tarafı için bir Enosis (adanın Yunanistan’a bağlanması) meselesidir.
Çünkü Kıbrıs, Rum – Yunan tarafı için adada daima var olmasını istedikleri çözümsüzlüğün adıdır.
Çünkü Kıbrıs, Rum – Yunan ikilisinin uluslararası platformda dikkat çekebilmek, türlü yardımlardan istifade edebilmek için ada çevresindeki doğal gaz yataklarını, adanın stratejik önemini pazarladıkları yerin adıdır.
Çünkü Kıbrıs, emperyalist ülkelerin Doğu Akdeniz’de ve adanın çevresinde tespit edilen milyarlarca metreküp doğal gaz yataklarını kendi menfaatlerine kullanabilmeleri için Kıbrıs konusunu hiç olmaması gereken AB zeminine taşıyarak türlü sorunlar yaratılan, sonra da bu sorunları çözmek adına adada olmak istedikleri yerin adıdır.
Çünkü Kıbrıs, Hristiyan âleminin tarihin hiçbir döneminde bu adada İslam’ın sesini duymak istemedikleri yerin adıdır.
Yukarıda sıraladığım gerçeklere bakıldığında Kıbrıs adasının ülkemiz için neden bu kadar çok önemli olduğu apaçık ortadadır.
Şu gerçek bir kez daha anlaşılmıştır ki!
Bundan böyle Kıbrıs’ta çözüm adına Rum tarafıyla bir araya gelinmesi boşa harcanmış zaman olacaktır.
Çünkü 1968 yılından beri yapılan çözüm müzakerelerinin hiç birisinde anlaşma olmamış, yapılan her görüşmede yeni bir taviz isteyen Rum-Yunan ikilisi; adanın tamamında söz sahibi olmadıkça hiçbir anlaşma paketine evet demeyeceklerini net bir biçimde açıklamışlardır.
O halde Kıbrıs’ta tarihi ve hukuki kazanımları olan Türkiye’ye, özellikle de Türkiye’de yapılacak 14 Mayıs 2023 seçimleri sonrası iktidara gelecek yönetime düşen en önemli görev; Kıbrıs’ta kurulu KKTC’nin dünya devletlerince tanınması yönünde atacağı önemli adımdır.
2022 yılında Türk Devletleri teşkilatınca gözlemci ülke olarak tanınan KKTC’nin 2023 yılında en azından bir dost ülke tarafından resmen tanınması; dış ilişkilerimizde Türkiye’nin önemli bir başarısı olarak tarih sayfalarımıza altın harflerle yazılacaktır.
2023 yılında hem adanın güneyinde Rum kesiminde, hem de Yunanistan’da seçim yapılacaktır. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, hem Rum kesiminde, hem de Yunanistan’da yapılacak seçim öncesi mitinglerinde, hem de seçime katılacak parti liderlerinin seçim konuşmalarında Kıbrıs en çok konuşulan konuların başında olacaktır.
Daha şimdiden 5 Şubat 2023’te yapılacak Rum kesimi seçimleri öncesinde, seçime katılacak olan Rum parti liderlerinin her konuşmasında Türkiye’nin adayı işgal ettiği, bir an önce adadaki işgal güçlerinin adayı terk etmesi vurgulanırken;
Yunanistan’da da yapılacak seçimler öncesinde hem iktidardaki, hem de iktidar olmayı hedefleyen parti liderlerinin Türkiye’ye yönelik sert mesajları basın haberlerine yansırken;
Türkiye’de yapılacak böylesine önemli bir seçim öncesinde de Kıbrıs konusunda parti liderlerimizin yapacağı açıklamalarda neler söyleyeceklerini duymak, Kıbrıs’ın bizim için neden önemli olduğunu bir de onların ağzından dinlemek, hem milletimize ama özellikle de adada yaşayan soydaşlarımıza çok iyi gelecektir.
Atilla Çilingir
30 Ocak 2023
Biyografi
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı…
O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir;
1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü.
1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı.
Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir.
T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu;
’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla;
Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan:
‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır…
Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir.
Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in:
Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır.
Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında:
2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış,
19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış.
02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.