Av. Ruhittin Sönmez,
Bu adaletsizlik karşısında SGK ve Bağkur emeklisi olup AKP’ye oy verenler tercihlerini değiştirir mi?Bu kadar ağır tabloya rağmen kitlelerin iktidara demokratik bir tepki dahi göstermemesi normal mi?Adaletsizlik ne kadar büyürse büyüsün, bizde bırakın isyanı, oy kaybına bile sebep olmaz mı? Acaba “zenginlerin büyük serveti yoksulları huzursuz etmez” tespiti Türkiye’nin yoksullarını da tarif ediyor olabilir mi? “Yoklukta eşit” duruma gelenlerin oranı arttıkça, halkımız “kamburun kamburu görmesi gibi” rahatlıyor mu? ***************************UYKUSUZ MUSUN, SUSUZ MUSUN?Nasreddin Hoca, şehirlerarası yolculuk yaparken, yolunun üstündeki köyde bir köylüye konuk olmuş. Yatma zamanı gelince adam;- “Hoca Efendi, uykusuz mu yoksa susuz musun?” diye sormuş.Adamın yemekten söz etmediğini gören Hoca hiç bozuntuya vermeden;- “Buraya gelirken pınar başında bir güzel uyumuştum” demiş.Cumhurbaşkanı Erdoğan emeklilere de aynı yöntemle yaklaşıyor. Hiç yemekten söz etmiyor. “Ey vatandaşım aç mısın? Ne yiyip ne içiyorsun?” diye sormuyor. “Beka, sabır, şehitlik, cennet” gibi kavramlarla konuşuyor.Ama çok şükürler olsun ki kendisi 2024 yılını “Emekliler Yılı” ilan etme lütfunda bulunmuşlar.****SABIRSIZLIK ETMEYİNŞeyh efendi sofularına:- Cennette elma; incir, nar, hurma var; bunlardan yiyip doyarsınız, bu dünyanın açlığına dayanmak gerek, diyormuş. Bir gün sofulardan biri Şeyhine:- “Efendim, bugün bizde elli börek pişecek” diyerek onu yemeğe çağırmış̧. Şeyh yemek vakti sofunun evine gelip oturmuş. Bir az beklemiş, ama pişen bir şey yokmuş. Sonra dayanamayıp:- Sofu, hani pişip gelen bir şey yok, ağzımızı sulandırdın bıraktın, demiş.O zaman Sofu:- Pirimiz, biz senin öbür dünyada bağışlayacağın inciri, elmayı bekleyip kapında yedi yıldır suyunu çektik, odununu getirdik. Siz ise bir günde pişecek yemeği bile bekleyemeden sabırsızlık ediyorsunuz, demiş.****TAZI OLURAğa, kahyasına gittiği yerden kendisine bir tazı getirmesini söyler. Fakat kâhya unutur ve tam ağanın yanına gireceği sıra aklına gelir. O sırada sokakta dolaşan besili bir köpeği alıp ağanın kapısına bağlar ve içeri girer.Ağanın “tazımı getirdin mi?” şeklindeki sorusuna, kâhya: – Evet getirdim, işte kapıda duruyor, der ve köpeği gösterir. Ağanın “Bu tazı değil, tazının kulağı uzun, beli zayıf olur” demesi üzerine, kâhya “Ey ağamız, bu sizin kapınızda biraz kalsa açlıktan zayıflar ve harika bir tazı olur” diye cevap verir.
Ruhittin Sönmez
18.01.2024