Bununla da yetinilmemiş, Rumların Noel gecesi yapacakları en ufak taşkınlığın Türk birlikleri tarafından misli ile cevaplandırılacağı bilgisi de BG komutanlığına iletilmişti.
Sara bu haberi alınca çılgına döndü!
Bir anda ‘’Aman Tanrım, yoksa balo iptal mi edilecekti?’’ Bunun cevabını ancak bir kişi verebilir diye düşündü! Bu cevabı almak için de hiç yapmaması gereken bir şeyi yaptı. Karargâhın en üst katında bulunan BG Komutanının odasına doğru giden merdivenleri ikişer, üçer atlayarak, odanın bulunduğu koridoru koşarak geçti. İngiliz Generalin emir subayının ikazını dahi dinlemeden komutanın odasına daldı! İçeri girerken oda kapısını bile çalmamıştı!
BG Komutanı General Steve neye uğradığını şaşırmış! Hatta eli bir anda belindeki tabancaya dahi gitmişti!
• Ne oluyor, nedir bu halin Üsteğmenim? Odama böyle nasıl girersiniz? Diye bağırdı. Sara, Komutanın bağırması ile kendine gelmiş, utancından nutku tutulmuştu. Nefes, nefese kalmasının heyecanı ile önce bir yutkundu. Sonra da:
• Çok özür dilerim komutanım, az önce bir haber aldık, Türk birlikleri alarm durumuna geçmiş. Bu durum Noel balomuzu etkileyecek mi?
Çok iyi hazırlanmıştık, bunun cevabı sadece sizde onun için yanınıza böyle aceleyle geldim. Diyerek, mahzun bir biçimde boynunu büktü.
General Steve, bir taraftan apar, topar odasına giren Sara’nın bu hareketine bir mana vermeye çalışıyor, diğer yandan da Sara’yı süzüyordu…
• Evet, biliyorum. Rumların yapabileceği bir taşkınlığa Türkler misli ile cevap verecekmiş.
Bu nedenle bu baloyu iptal edip, etmeme konusunda bende tereddütte kaldım.
Ama onca hazırlığı, bu balonun ada barışına yapacağı katkıyı, tarafları birbirine yakınlaştıracağı konusunda ki olumlu taraflarını düşününce baloyu iptal etmekten vazgeçtim. Evet, balo bu gece yapılacaktır.
General Steve’in bu cevabı karşısında Sara çok rahatlamış, yüzündeki o karamsar ifade, yerini mutlu bir gülümsemeye bırakmıştı. Komutanın odasından çıkarken tekrar özür diledi.
Komutan:
• Umarım bir daha tekrarlanmaz.
Ama Sara odasından çıktıktan sonra emir subayını çağırarak, Sara hakkında detaylı inceleme yapılmasını, bundan sonraki görevlerinin de takip edilmesinin emrini verdi. Bir kadın subay Noel balosunun iptal edilip, edilmeyeceğini neden bu kadar merak etmişti?
Balo iptal edilmeyecekti ama baloya davet edilen her iki tarafın subayları acaba katılabilecek miydi? Sara’nın aklını şimdi de bu düşünceler sarmış, ne kadar karamsarlık varsa beynini esir almıştı…
Türk tarafındaki cephe birliklerinin alarm durumuna geçmesi Sarp Üsteğmeni de çok etkilemişti.
Sara’nın davetine bu nedenle katılması hemen, hemen imkânsız bir hale dönüşmüş, o geceyle ilgili hayal ettiği her şey yok olup gitmişti!
Neler, neler düşünmemişti ki?
Kendi benliğine de iyi gelen bu güzel düşünceler arasında onu en çok etkileyeni, yeni yıla girerken onu dansa kaldırıp, yapacakları bu ilk dansın hayali olmuştu. Hatta bu dans için bir haftadan beri çalışıyor, o ilk dansın vals olması için de dua ediyordu.
Bir Türk subayına en çok yakışan dansın bu olduğuna inanıyordu.
Aslında İstanbul’da Kuleli Askeri Lisesinde okurken, kardeş okul olarak seçtikleri Kandilli Kız Lisesi öğrencileri ile katıldıkları bir mezuniyet balosunda onun ve partnerinin yapmış olduğu vals, efsane olmuş; o yıllardaki öğrencilerin okul anılarının unutulmazları arasına girmişti…
Balonun yapılacağı Noel günü Sarp Üsteğmen erkenden uyandı. Cephe hattındaki askerlerini kontrol etmeye karar vermişti. Kahvaltı dahi etmemiş, bir an önce askerlerinin son durumunu görmek istemişti…