Dr. Şahin CEYLANLI
Dostu kısaca, sevilen ve güven duyulan, çok yakın kişi veya iyi ilişki içinde
olan, dürüstlüğü kendine şiar edinen, erdem sahibi kimse olarak tarif edebiliriz.
Hayatta parayla, pulla, bir takım menfaatlerle satın alınamayacak en değerli
şey; derdinizi kendi derdi gibi gören dosttur. Gerçek dost, yanlış yaptığınızda
sizi uyaran ve sonrasında da sizi koruyan kişidir. Bu konuda filozof Thomas
Aquinas şunları söylüyor: “ Bu dünyada gerçek dostluğa kıyasla daha
değerli bir şey yoktur.” Romalı Düşünür ve Devlet Adamı Lucius Annaeus
Seneca gerçek dostluğu şu şekilde izah ediyor: “ Gerçek dostluğun en güzel
niteliklerinden biri anlamak ve anlaşılmaktır.” Yaşadığımız hayatın hangi
döneminde olursa olsun mutlaka bir dost ile karşılaşırsınız. Türkiye’nin pek çok
yöresinde, insanlar muhtelif zamanlarda, diğer insanlarla değişik isimler altında
kardeşlik bağları kurmuşlardır. Bu bağların en önemlilerinden birisi “ahretlik
“ bağıdır. Bu söz konusu bağ, dost anlamında özellikle hanımlar arasında
telaffuz edilmektedir. Günümüzde yok denecek kadar azalan ahretlik, ölüme
kadar uzanan bir dostluk bağıdır.
İnsanların; samimi, çalışkan, yüreği çağlayanlar kadar temiz ve berrak,
fedakâr, yolunuza ışık tutabilen, güneş gibi ısıtan, ay gibi aydınlatan, kar
fırtınası gibi havayı temizleyen, su gibi ferahlatan, insanları seven, yüreği vatan
ve bayrak sevgisiyle dolu dostları olmalı. Samimi bir dost bir takım küçük
hesaplar içinde olmaz. Size kırgın bile olsa, ona ihtiyacınız olduğunda
kırgınlığını arka plana atar ve sizin yanınızda olmaya çalışır.
Dostlar; aralarında kan bağı olmadığı halde birbirlerine öz kardeş
muamelesi yaparlar ve hatta kendilerini kardeşlerinden daha yakın ve üstün
görürler. Dostluğa ve dostlara mutlaka sahip çıkmak gerekir. Çünkü, insanların
hayatına güç ve enerji kazandırır, kişiler mutlu olur. Dostluk hayatın çileli ve zor
yönlerini aydınlatarak insanlara yaşama gücü ve sevinci kazandırır. Gerçek
dostluk üzerine Hatip ve Yazar Marcus Tullius Cicero diyor ki: “ Dostluk,
sevincimizi arttırıp üzüntümüzü bölerek, mutluluğu geliştirir ve sefaletini
hafifletir.”
Gerçek dostlar gökyüzündeki yıldızlara benzer, onları zaman zaman
göremezsiniz. Fakat sizin için her vakit var olduklarını ve sizi düşündüklerini
hissedersiniz. Bu bakımdan; dostluklar unutulmayacak kadar güzel ve insanlarla
yaşanacak kadar özeldir.
Gerçek dostlar hiçbir zaman birbirlerine karşı yanlış bir durum içine
girmezler. Asla birbirlerini kırmaz, üzmez ve birbirlerinden ayrılmazlar. Onları,
ancak ölüm birbirinden ayırabilir. Fransız Cerrah Josefh Roux bu konuda
şunları söylüyor: “ Babasını yitirmiş birisine yetim, eşini yitirmiş bir insana
da dul deriz. Ama dostunu yitirmenin büyük acısını yaşamış birisine ne
denebilir ki? Bunu hiçbir dil dile getiremez, hiçbir dil tarif edemez.”
Dost kavramı arkadaşlıktan biraz daha farklıdır. Gerçek bir dost, sizin
hakkınızda arkadaştan çok daha fazla şeyleri bilir ve bildiklerini sonuna kadar
saklar. Dost bildiğiniz kişiler kötü günlerinizde sizin yanınızda olan kimselerdir.
Arkadaşlar ise; çoğu zaman eğlence günlerinde sizinle beraber olan kişilerdir.
Kendilerine dost edinemeyip yalnız yaşayan kişiler için Bayrak Şairi Arif
Nihat Asya şunları söylüyor: “ Ben bir garibim anlatacak kıssam yok;
Tattan, kokudan ve renkten hissem yok! Kaldım yarı çıplak, yarı aç
yollarda: Dünya’da benim “ gel! “ diyecek kimsem yok…”, İngiliz Filozof
Francis Bacon da: “İnsanın gerçek dostlarının olmaması yalnızlıkların en
kötüsüdür.” diyor. Bu bakımdan; İnsanların bu olayları yaşamamaları için
daima dostları olmalı.
Hem yüzü gülen, hem de yüzümüzü güldüren ve Ahde Vefayı bilen gerçek
dostlar hayatımızdan eksik olmasın. En büyük mutluluk nedir diye sorulursa;
İnsanların dostlarıyla kederde, kıvançta ve tasada birlikte yaşamaları diye cevap
verebiliriz.
Makalemize Hz. Mevlana’nın şu güzel sözleriyle son verelim: “ İnsanlara
dost ol, çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa; yol kesenlerin
beli o kadar kırılır.”