Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 84. Ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz.
Milli mücadelenin muzaffer komutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu olan büyük önderi sadece ölüm yıldönümde değil devamlı saygı ile ananlardan olmaktan gurur duyarız. Kendisi tesis ve fabrikalarla Anadolu coğrafyasının sanayileşmesini başlatan, eğitim ve kültür kurumlarını kuran ve geliştiren bir önderdi. Her geçen gün değerini daha iyi anlıyoruz. Milli bağımsızlığın ve egemenliğin derin anlamını O’ndan öğrendik. İç ve dış ihanet odaklarına karşı çok şükür eksilmeyen bir kararlılıkla ve iradeyle çizgimizi sürdürüyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk devlet malına el uzatmayan, son derece mütevazi, halka tepeden bakmayan, diktatör olmaya özenmeyen büyük bir değerdi. Dünya çapında olan bu değerimizi iyi bilelim.
Atatürk’e düşmanlık, Türk’e ve Türk tarihine düşmanlıktır. Türk milliyetçiliğine düşmanlıktır. Ona düşmanlık, milli bağımsızlıktan yana olmamak; Lozan’a karşı Sevr paçavrasını savunmaktır. Milli Mücadele yerine patron devlet aramak, onlara sığınmak, 2000’li yıllarda esir ve uşak olma arzusudur. Onun bunun mandası altına girme şuursuzluğudur. Milli mücadeleye karşı vatan haini işbirlikçilerinden yana olmaktır. Bugün de bu tipler görülmektedir. Dün Osmanlı’ya düşman olanlar, onu yıkmakla uğraşanlar; unutmayalım ki bugün de Cumhuriyet Türkiye’sinin düşmanıdır. Tarihi gerçekler bazı şekil değişikliklerine rağmen, sürmektedir. Bugün de dost ve düşmanlar bellidir.
Günümüzde Atatürksüz Atatürkçülük yapanlara dikkat etmeliyiz. Atatürkle fikren hiçbir ilgisi olmayan bazıları buna rağmen Atatürkçülük kisvesi altında bulunmaktan çekinmemektedirler.
10 Kasımlarda maalesef az da olsa kendisine yeterli rehberlik yapılmamış, bundan yoksun kalmış bazıları, genç yaşlı demeden 10 Kasımlarda saygı duruşuna katılmaktan uzak durmaktadırlar. Tabii ki sokaklarda gezen birlikte yaşadığımız kedi ve köpeklerden saygı beklemek durumda değiliz; ancak insan kılığında olan yaratıklara farklı bakarız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk soyu sopu belli bir ailenin çocuğu idi. Bu Müslüman Türk evladını her milli ve dini bayramlarımızda rahmet ve saygıyla anarız.
Ne Mutlu Türküm diyene! ve Ne mutlu Türk Cumhuriyeti vatandaşlığının değerini bilenlere!…